👀

EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing), çocukluk dönemi travmaları başta olmak üzere travma alanında uygulanan başarılı terapi yöntemleri arasında gelmektedir. Doğduğumuz andan itibaren karşılaştığımız her deneyim (bir çocuğun yeni kelimeler öğrenmesinden, bir gencin yeni bir okula başlaması, geçirilen trafik kazası ya da sevilen kişinin kaybına kadar her olay) zihin tarafından işlenir. Erken çocukluk döneminde maruz kalınan ihmal, istismar (fiziksel, duygusal, cinsel) ya da çeşitli travmatik yaşantılar (hapsedilme, işkence görme gibi insan eliyle yaratılan travmalar, kazalar, yaralanmalar, doğal afetler gibi) ortaya çıktığında ve bu olay zihin tarafından yeterince işlenmediğinde maruz kalınan olayla ilgili detaylar (olay anındaki sesler, koku, resimler, duygu ve düşünceler gibi) beynin daha çok duygusal kayıtlarla ilgilenen yarı küresine kilitlenir. Bireyin yaşadığı travmatik olayı anlamlandırma çabası, getirdiği açıklamalar ise beynin sol yarıküresinde gerçekleşir. EMDR, bu iki yarıküre arasında bağ kurarak beden ve zihin arasındaki bu sıkışıklık/tıkanıklığı giderme üzerinden terapi protokolünü gerçekleştirir. Uygulama sırasında her iki yarıkürenin de eş zamanlı uyarımı söz konusudur. EMDR protokolünde konuşma terapisinden farklı olarak travmatik olay ile ilgili imajlar, sesler ve içerikler daha hızlı zihne gelir.