MEVSİM GEÇİŞLERİ BİZİ NASIL ETKİLER?

Yeni bir mevsime geçmek, yeni rutinlere adapte olmak bizde düzen değişikliği yaratabilir; her düzen
değişikliği gibi mevsim geçişleri de zorlayıcı olabilir çünkü sinir sistemimiz elverişli şekilde çalışmaya
devam etmek için rutine ve belirliliğe ihtiyaç duyar. Taşınmalar, iş değişiklikleri, okula başlama,
mevsim geçişleri gibi olağan rutini bozan ve yeni adaptasyon gerektiren durumlarda vücudumuz ve
duygu durumumuz zorlanmalar/ değişimler yaşayabilir. Her değişen mevsim uyum sağlamak zorunda
olduğumuz şartlar demektir, insanın doğaya uyumunu sağlayan en önemli etkenlerden biri de
güneştir.

Gün ışığı vücudumuzda bazı hormonların salgılanmasını sağlayarak uyku ve duygu durumumuzu
etkiler. Bu düzenden sorumlu başlıca iki hormonumuz vardır: Serotonin ve melatonin. Melatonin
hormonu ışık yoğunluğunun azalması ve havanın kararmasıyla salgılanır ve vücudun uyumasını sağlar,
uyku kalitesini artırır. Havaların soğuduğu ve günlerin kısaldığı kış aylarında kanda melatonin seviyesi
artarken serotonin seviyesi azalır. Yükselen melatonin seviyesiyle beraber uykuya olan meyil
artarken; düşen serotonin ile birlikte halsizlik, yorgunluk hissedilir. Bu hormonal değişiklikler
nedeniyle de insan ruh sağlığı, mevsim değişikliklerinden etkilenir.


Neden sonbahar ve kışta mevsim değişimlerinden daha fazla olumsuz etkileniriz?

  • Günlerin kısalmasıyla beraber gün ışığından daha az yararlanırız.
  • Kötü hava durumlarından dolayı eve daha çok kapanırız ve açık hava etkinlikleri azalır.
  • İş/ okul yoğunluğu artar.
  • Hava sıcaklığının aniden değişimi ve kısa süreli ısı farklılıkları bedenin bu duruma alışmasını
    zorlaştırabilir. Buna bağlı olarak vücutta stresin oluşmasına ve hatta stresin uzun sürmesiyle
    bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açabilir.

Eve kapanma davranışıyla birlikte kişiler daha az gün ışığından yararlanır; sosyal aktivitelerde ve
fiziksel aktivitelerde azalma görülür, bu da depresif belirtileri tetikleyebilir.
Kış aylarında daha uzun süreli melatonin salınımının organizmada enerji depolama sürecini
başlatarak daha fazla besin alınımına ve daha fazla uykuya sebep olduğu düşünülmektedir. Daha
fazla besin alınması, kış/ sonbahar aylarında olumsuz duygudurumla baş edebilmek için aşırı
yeme davranışı olarak da kendini gösterebilir. Bununla birlikte kilo alımı artar ve kişilerde beden
algısına yönelik memnuniyetsizlik başlayabilir.
Mevsim değişikliğine bağlı şikayetler sadece kış aylarında gelmez. Daha az olmakla birlikte bu
şikayetler her mevsim değişikliğinde yaşanabilir. Hareketin azaldığı soğuk kış aylarından ilkbahara
geçişte tekrar uzayan günler ve artan aktivitelere uyum sağlamak da ruh sağlığını olumsuz
etkileyebilir.

Mevsimsel Depresyon Nedir?
DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı’na göre kişinin majör depresyon belirtilerinin en az son iki yıl
içinde, yılın belirli bir zamanında (örneğin, kış ya da sonbahar), göstermesidir. Bu noktada; son iki yıl
içinde, belirtilerin zamansal olarak mevsimsel bir ilişki göstermesi önemlidir. Belirtiler arasında; çökkünlük, ilgide ve zevk almada azalma, uykuda bozulma, iştah değişimleri, dikkat toplamada güçlük,
değersizlik hissi, üzgün olma görülür. Yılın belirli bir zamanında da tam yatışma olur (örneğin,
ilkbaharda depresyonun ortadan kalkması).


Mevsimsel Duygu Değişimlerinden Korunmak İçin Neler Yapılabilir?
1- Her mevsimin özel yanları vardır, her mevsimin ayrı ayrı tadını çıkartmalıyız.
2- Kış mevsiminde bile olabildiğince gün ışığından yararlanmalıyız; bu noktada ev ya da iş
yerlerinin yapay ışık yerine gün ışığından faydalanmalıyız.
3- Düzenli egzersiz, açık hava yürüyüşleri, sağlıklı beslenme ve yeterli su tüketimimize her
mevsim dikkat etmeliyiz.
4- Uyku düzenimize dikkat etmeli, vücudumuzun sirkadiyen ritmine önem vermeliyiz.
5- Sosyal olarak aktif kalmak, zevk aldığımız aktiviteleri yapmak bizi daha da iyi hissettirebilir.